🕌 Namaz Vakitleri
Konum alınıyor...

Hz. Üzeyir Peygamber

📜 Hadis-i Şerif

حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ، حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ دَاوُدَ، حَدَّثَنَا بَدْرُ بْنُ عُثْمَانَ، حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي مُوسَى، عَنْ أَبِي مُوسَى، أَنَّ سَائِلاً، سَأَلَ النَّبِيَّ صلى الله عليه وسلم فَلَمْ يَرُدَّ عَلَيْهِ شَيْئًا حَتَّى أَمَرَ بِلاَلاً فَأَقَامَ لِلْفَجْرِ حِينَ انْشَقَّ الْفَجْرُ فَصَلَّى حِينَ كَانَ الرَّجُلُ لاَ يَعْرِفُ وَجْهَ صَاحِبِهِ أَوْ إِنَّ الرَّجُلَ لاَ يَعْرِفُ مَنْ إِلَى جَنْبِهِ ثُمَّ أَمَرَ بِلاَلاً فَأَقَامَ الظُّهْرَ حِينَ زَالَتِ الشَّمْسُ حَتَّى قَالَ الْقَائِلُ انْتَصَفَ النَّهَارُ ‏.‏ وَهُوَ أَعْلَمُ ثُمَّ أَمَرَ بِلاَلاً فَأَقَامَ الْعَصْرَ وَالشَّمْسُ بَيْضَاءُ مُرْتَفِعَةٌ وَأَمَرَ بِلاَلاً فَأَقَامَ الْمَغْرِبَ حِينَ غَابَتِ الشَّمْسُ وَأَمَرَ بِلاَلاً فَأَقَامَ الْعِشَاءَ حِينَ غَابَ الشَّفَقُ فَلَمَّا كَانَ مِنَ الْغَدِ صَلَّى الْفَجْرَ وَانْصَرَفَ فَقُلْنَا أَطَلَعَتِ الشَّمْسُ فَأَقَامَ الظُّهْرَ فِي وَقْتِ الْعَصْرِ الَّذِي كَانَ قَبْلَهُ وَصَلَّى الْعَصْرَ وَقَدِ اصْفَرَّتِ الشَّمْسُ - أَوْ قَالَ أَمْسَى - وَصَلَّى الْمَغْرِبَ قَبْلَ أَنْ يَغِيبَ الشَّفَقُ وَصَلَّى الْعِشَاءَ إِلَى ثُلُثِ اللَّيْلِ ثُمَّ قَالَ ‏ "‏ أَيْنَ السَّائِلُ عَنْ وَقْتِ الصَّلاَةِ الْوَقْتُ فِيمَا بَيْنَ هَذَيْنِ ‏"‏ ‏.‏ قَالَ أَبُو دَاوُدَ رَوَاهُ سُلَيْمَانُ بْنُ مُوسَى عَنْ عَطَاءٍ عَنْ جَابِرٍ عَنِ النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم فِي الْمَغْرِبِ بِنَحْوِ هَذَا قَالَ ثُمَّ صَلَّى الْعِشَاءَ قَالَ بَعْضُهُمْ إِلَى ثُلُثِ اللَّيْلِ وَقَالَ بَعْضُهُمْ إِلَى شَطْرِهِ ‏.‏ وَكَذَلِكَ رَوَاهُ ابْنُ بُرَيْدَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنِ النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم ‏.‏
Ebu Bekr b. Ebi Musa'dan rivayet edilmiştir ki; Bir adam Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e (namaz vakitlerini) sordu. Fakat Efendimiz hiç bir cevap vermedi. Bilal'e (ezan okumasını) emretti, O da fecir doğduğu zaman (ezan okudu ve) kamet etti. Efendimiz (sabahı) bir kimse (yanındaki) arkadaşının yüzünü tanıyamadığı veya bir kimse yanındakinin kim olduğunu tanıyamadığı bir zamanda (alaca karanlıkta) kıldı. Sonra Bilal'e emretti o da öğle namazına güneş batıya eğildiği zaman kamet getirdi. Öyle ki cemaatten (en bilgili olan) biri: "Gündüz yarı oldu" demişti. Sonra Bilal'e yine emretti o da güneş bembeyaz ve yüksekte iken ikindiye ikamet etti. Akşam namazı için de güneş battığı zaman ikamet ettirdi. Şafak kaybolduğunda Bilal'e emretti, o da yatsı için kamet etti. Ertesi günü, sabah namazını kıldı ve çıktı. (O kadar geciktirmişti ki) biz "güneş doğdu mu ne?" dedik. Öğleyi bir evvelki günün ikindi vaktinde, ikindiyi güneş sararmış bir halde iken -veya akşam olunca- akşamı şafak kaybolmadan biraz önce, yatsıyı da gecenin ilk üçte birinde kıldı ve: Namaz vakitlerini soran nerede? Vakit işte bu ikisinin arasındadır" buyurdu. Ebu Davud dedi ki: Süleyman b. Musa Ata'dan, Ata Cabir'den o da Resuluilah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den akşam namazı vaktini yukarıdaki rivayette olduğu gibi rivayet etti. Cabir (devamla): "Resulullah sonra yatsıyı kıldı, sahabilerden bazısı onu gecenin üçte birinde bazısı da yarısında kıldığını söyledi." İbni Büreyde de babası vasıtasıyla Resuluilah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den aynı şekilde rivayet etti. Diğer tahric: (Bk.) Buhari, mevakit: Müslim, mesacid; İbn Mace, salat; Tirmizî, mevakit; Nesai, mevakit; Muvatta; vakt; Ahmed b. Hanbel, IV, 416-.V
Sünen-i Ebu Davud • Sunan Abu Dawud • No: 395

Uzeyr Aleyhisselâm'ın Esâretten Kaçışı

Uzeyr Aleyhisselâm, kırk yahut elli yaşında iken bir yolunu bulup, esâretten kaçtı. Memleketine geldi. Kudüs-ü Şerif’in yerlerinde otlar yeşermişti. Kudüs’te hayat ve şehirden hiç bir iz yoktu. Hazret-i Süleyman’ın inşâ ettiği Mescid-i Aksâ’nın harabelerinin olduğu yere gitti. Merkebini bir yere bağladı. Gözyaşları arasında Mescid-i Aksâ’nın harabelerinin bulunduğu yeri tavaf etti. Şehri dolaştı. Hayattan eser yoktu. Şehrin yanındaki bir bağa girdi. Bağ orman gibi olmuştu. Merkebini bir ağaca bağladı. Ağacın birinden taze incir ve nar kopardı. Susuz kalmamak için, üzüm koparıp, sıkarak suyunu içti. Cenab-ı Allâh, Kur’an-ı Kerimde Uzeyr Aleyhisselâmı şöyle beyan etmektedir: أَوْ كَالَّذِي مَرَّ عَلَى قَرْيَةٍ وَهِيَ خَاوِيَةٌ عَلَى عُرُوشِهَا قَالَ أَنّى يُحْيِ هَذِهِ اللَّهُ بَعْدَ مَوْتِهَا فَأَمَاتَهُ اللَّهُ مِائَةَ عَامٍ “Yahut görmedin mi o kimseyi ki, evlerinin duvarları çatıları üzerine çökmüş (alt-üst olmuş) bir kasabaya uğradı; “-Ölümünden sonra Allâh bunları nasıl diriltir acaba!” dedi. Bunun üzerine Allâh onu öldürüp yüz sene bıraktı. UZEYR ALEYHİSSELÂM İDİ Bu âyet-i kerimede beyan edilen; أَوْ كَالَّذِي مَرَّ عَلَى قَرْيَةٍ وَهِيَ خَاوِيَةٌ عَلَى عُرُوشِهَا “Yahut görmedin mi o kimseyi ki, evlerinin duvarları çatıları üzerine çökmüş (alt-üst olmuş) bir kasabaya uğradı…" diye burada ism-i mevsûl olarak zikredilen zat "Uzeyr Aleyhisselâm"dır. Müfessirler Buyurdular Zira bu konuda müfessirler buyurdular: Tefsîr-i Kebîr: Fahreddîn-i Râzî hazretleri tefsîr-i kebir'de buyurdu: -"Bu zatın kim olduğu hakkında ihtilaf olundu… Katâde, Dahhâk, Süddî ve İkrime hazretlerinin rivâyetlerine göre bu zat, Uzeyr Aleyhisselâmdır." Taberî tefsiri: "Bu zat Uzeyr Aleyhisselâmdır." İbn-i Kesîr tefsiri: -"Bu zatın kim olduğundan ihtilâf olundu. Fakat onun Uzeyr Aleyhisselâmdır…" Kurtubî tefsiri: -"O yıkık şehre uğrayan kişi, Uzeyr Aleyhisselâm"dır. Bağavî tefsiri: -"O kişi Uzeyr Aleyhisselâmdır." Alûsî tefsiri: -"Bu şehre uğrayan kişi, Uzeyr Aleyhisselâmdır." Bahru'l-Ulûm: -"Bu zat Uzeyr Aleyhisselâm idi…" Lübâb fi Ulûmi'l-Kur'ân: -"Bu zat Uzeyr Aleyhisseâmdır" Beyzâvî tefsiri: -"Şehre uğrayan ölen ve yüz sene sonra dirilen kişi; Uzeyr Aleyhisselâmdır." Keşşâf tefsiri: "Denildi ki o kişi Uzeyr Aleyhisselâm idi." Ebû Suûd Tefsiri -"Bu şehre uğrayan kişi, Uzeyr Aleyhisselâmdır." Dürru'l-Mensûr tefsiri: -"O zat Uzeyr Aleyhisselâmdır…" Hâzin tefsiri: -"Bu zatın Uzeyr Aleyhisselâm olması caiz olur…" Saâlebî tefsiri: -"O şehre uğrayan zat Uzeyr Aleyhisselâmdır…" Hak Dini Kur'ân Dili tefsiri: Elmalılı, Hak Dini Kur'ân Dilinde buyurdu: Hz. Ali, İbnü Abbas, İkrime, Ebü'l-Âliye, Said b. Cübeyr, Katâde, Rebi, Dahhâk, Süddî, Mükâtil, Süleyman b. Büreyde, Nâciye b. Ka'b, Sâlim el-Havâs demişlerdir ki: -""Âyette kastedilen kişi Hz. Uzeyr idi." Fakat Vehb, Mücâhid, Abdullah b. Ubeyd b. Umeyr, Bekr b. Muzar: -"Hz. Ermiyâ idi." demişler. İbnü İshak da Ermiyâ'nın Hızır olduğunu söylemiştir. Bunlardan başka Lût (a.s.)'ın kölesi veya Şa'ya dahi denilmiş. İlk başta bir kâfir kişi ve fakat dirildikten sonra mümin olduğu da söylenmiştir. İmam Rabbânî (k.s.) Hazretleri: İmam Rabbânî (k.s.) hazretleri buyurdu: وَقَالَ عُزَيْرٌ عَلَى نَبِيِّنَا وَعَلَيْهِ الصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ: أَنَّى يُحْيِي هَذِهِ اللَّهُ بَعْدَ مَوْتِهَا -"Allâhın selâmı kendisinin ve peygamber Efendimiz (s.a.v.) hazretlerinin üzerine olsun! Uzeyr Aleyhisselâm, أَنّى يُحْيِ هَذِهِ اللَّهُ بَعْدَ مَوْتِهَا “-Ölümünden sonra Allâh bunları nasıl diriltir acaba!” . Dedi…" Bu zat'ın Uzeyr Aleyhisselâm olduğundan asla şüphe yoktur.

📖 Kur'an'dan Bir Ayet

اَوْ كَالَّذ۪ي مَرَّ عَلٰى قَرْيَةٍ وَهِيَ خَاوِيَةٌ عَلٰى عُرُوشِهَاۚ قَالَ اَنّٰى يُحْي۪ هٰذِهِ اللّٰهُ بَعْدَ مَوْتِهَاۚ فَاَمَاتَهُ اللّٰهُ مِائَةَ عَامٍ ثُمَّ بَعَثَهُۜ قَالَ كَمْ لَبِثْتَۜ قَالَ لَبِثْتُ يَوْمًا اَوْ بَعْضَ يَوْمٍۜ قَالَ بَلْ لَبِثْتَ مِائَةَ عَامٍ فَانْظُرْ اِلٰى طَعَامِكَ وَشَرَابِكَ لَمْ يَتَسَنَّهْۚ وَانْظُرْ اِلٰى حِمَارِكَ وَلِنَجْعَلَكَ اٰيَةً لِلنَّاسِ وَانْظُرْ اِلَى الْعِظَامِ كَيْفَ نُنْشِزُهَا ثُمَّ نَكْسُوهَا لَحْمًاۜ فَلَمَّا تَبَيَّنَ لَهُۙ قَالَ اَعْلَمُ اَنَّ اللّٰهَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ
Yahut o kimse gibisini (görmedin mi) ki, bir şehre uğramıştı, altı üstüne gelmiş, ıpıssız yatıyordu. "Bunu bu ölümünden sonra Allah, nerden diriltecek?" dedi. Bunun üzerine Allah onu yüz sene öldürdü, sonra diriltti, "Ne kadar kaldın?" diye sordu. Oda: "Bir gün, yahut bir günden eksik kaldım." dedi. Allah buyurdu ki: "Hayır, yüz sene kaldın, öyle iken bak yiyeceğine, içeceğine henüz bozulmamış, hele eşeğine bak, hem bunlar, seni insanlara karşı kudretimizin bir işareti kılalım diyedir. Hele o kemiklere bak, onları nasıl birbirinin üzerine kaldırıyoruz? Sonra onlara nasıl et giydiriyoruz?" Böylece gerçek ona açıkça belli olunca: "Şimdi biliyorum ki, Allah her şeye kadirdir." dedi.
Bakara (2:259)

Ziyaretçi İstatistikleri

Toplam Ziyaretçi
559
Bugünkü Ziyaretçi
169
Şu An Çevrimiçi
11

📖 Ziyaretçi Defteri

Düşüncelerinizi ve duygularınızı bizimle paylaşın

M
Makam ziyaretimiz çok güzel geçti. Ailemle birlikte geldik ve hepimiz çok etkilendik. İnşallah tekrar geliriz.
E
Burası tam bir huzur yuvası. Her köşesi ayrı bir güzellik. Allah sizlerden razı olsun bu güzel hizmetten dolayı.
A
İlk defa ziyaret ettim ve çok etkilendim. Peygamber Efendimize olan sevgimizi burada daha çok hissettik. Teşekkür ederiz.
2 yanıt
×