Uzeyr Aleyhisselâm, kırk yahut elli
yaşında iken bir yolunu bulup, esâretten kaçtı.
Memleketine geldi.
Kudüs-ü Şerif’in yerlerinde otlar yeşermişti.
Kudüs’te hayat ve şehirden hiç bir iz yoktu.
Hazret-i Süleyman’ın inşâ ettiği Mescid-i Aksâ’nın harabelerinin olduğu yere gitti.
Merkebini bir yere bağladı.
Gözyaşları arasında Mescid-i Aksâ’nın harabelerinin bulunduğu yeri tavaf etti.
Şehri dolaştı.
Hayattan eser yoktu.
Şehrin yanındaki bir bağa girdi.
Bağ orman gibi olmuştu.
Merkebini bir ağaca bağladı.
Ağacın birinden taze incir ve nar kopardı.
Susuz kalmamak için, üzüm koparıp, sıkarak suyunu içti.
Cenab-ı Allâh, Kur’an-ı Kerimde Uzeyr Aleyhisselâmı şöyle beyan etmektedir:
أَوْ كَالَّذِي مَرَّ عَلَى قَرْيَةٍ وَهِيَ خَاوِيَةٌ عَلَى عُرُوشِهَا قَالَ أَنّى يُحْيِ هَذِهِ اللَّهُ بَعْدَ مَوْتِهَا فَأَمَاتَهُ اللَّهُ مِائَةَ عَامٍ
“Yahut görmedin mi o kimseyi ki, evlerinin duvarları çatıları üzerine çökmüş (alt-üst olmuş) bir kasabaya uğradı;
“-Ölümünden sonra Allâh bunları nasıl diriltir acaba!” dedi. Bunun üzerine Allâh onu öldürüp yüz sene bıraktı.
UZEYR ALEYHİSSELÂM İDİ
Bu âyet-i kerimede beyan edilen;
أَوْ كَالَّذِي مَرَّ عَلَى قَرْيَةٍ وَهِيَ خَاوِيَةٌ عَلَى عُرُوشِهَا
“Yahut görmedin mi o kimseyi ki, evlerinin duvarları çatıları üzerine çökmüş (alt-üst olmuş) bir kasabaya uğradı…" diye burada ism-i mevsûl olarak zikredilen zat "Uzeyr Aleyhisselâm"dır.
Müfessirler Buyurdular
Zira bu konuda müfessirler buyurdular:
Tefsîr-i Kebîr:
Fahreddîn-i Râzî hazretleri tefsîr-i kebir'de buyurdu:
-"Bu zatın kim olduğu hakkında ihtilaf olundu… Katâde, Dahhâk, Süddî ve İkrime hazretlerinin rivâyetlerine göre bu zat, Uzeyr Aleyhisselâmdır."
Taberî tefsiri:
"Bu zat Uzeyr Aleyhisselâmdır."
İbn-i Kesîr tefsiri:
-"Bu zatın kim olduğundan ihtilâf olundu. Fakat onun Uzeyr Aleyhisselâmdır…"
Kurtubî tefsiri:
-"O yıkık şehre uğrayan kişi, Uzeyr Aleyhisselâm"dır.
Bağavî tefsiri:
-"O kişi Uzeyr Aleyhisselâmdır."
Alûsî tefsiri:
-"Bu şehre uğrayan kişi, Uzeyr Aleyhisselâmdır."
Bahru'l-Ulûm:
-"Bu zat Uzeyr Aleyhisselâm idi…"
Lübâb fi Ulûmi'l-Kur'ân:
-"Bu zat Uzeyr Aleyhisseâmdır"
Beyzâvî tefsiri:
-"Şehre uğrayan ölen ve yüz sene sonra dirilen kişi; Uzeyr Aleyhisselâmdır."
Keşşâf tefsiri:
"Denildi ki o kişi Uzeyr Aleyhisselâm idi."
Ebû Suûd Tefsiri
-"Bu şehre uğrayan kişi, Uzeyr Aleyhisselâmdır."
Dürru'l-Mensûr tefsiri:
-"O zat Uzeyr Aleyhisselâmdır…"
Hâzin tefsiri:
-"Bu zatın Uzeyr Aleyhisselâm olması caiz olur…"
Saâlebî tefsiri:
-"O şehre uğrayan zat Uzeyr Aleyhisselâmdır…"
Hak Dini Kur'ân Dili tefsiri:
Elmalılı, Hak Dini Kur'ân Dilinde buyurdu:
Hz. Ali, İbnü Abbas, İkrime, Ebü'l-Âliye, Said b. Cübeyr, Katâde, Rebi, Dahhâk, Süddî, Mükâtil, Süleyman b. Büreyde, Nâciye b. Ka'b, Sâlim el-Havâs demişlerdir ki:
-""Âyette kastedilen kişi Hz. Uzeyr idi."
Fakat Vehb, Mücâhid, Abdullah b. Ubeyd b. Umeyr, Bekr b. Muzar:
-"Hz. Ermiyâ idi." demişler.
İbnü İshak da Ermiyâ'nın Hızır olduğunu söylemiştir.
Bunlardan başka Lût (a.s.)'ın kölesi veya Şa'ya dahi denilmiş.
İlk başta bir kâfir kişi ve fakat dirildikten sonra mümin olduğu da söylenmiştir.
İmam Rabbânî (k.s.) Hazretleri:
İmam Rabbânî (k.s.) hazretleri buyurdu:
وَقَالَ عُزَيْرٌ عَلَى نَبِيِّنَا وَعَلَيْهِ الصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ: أَنَّى يُحْيِي هَذِهِ اللَّهُ بَعْدَ مَوْتِهَا
-"Allâhın selâmı kendisinin ve peygamber Efendimiz (s.a.v.) hazretlerinin üzerine olsun!
Uzeyr Aleyhisselâm,
أَنّى يُحْيِ هَذِهِ اللَّهُ بَعْدَ مَوْتِهَا
“-Ölümünden sonra Allâh bunları nasıl diriltir acaba!” . Dedi…"
Bu zat'ın Uzeyr Aleyhisselâm olduğundan asla şüphe yoktur.