Uzeyr Aleyhisselâmın uyuduğu yer hakkında da müfessirler ve tarihçiler ihtilâf ettiler.
Âyet metninde yer alan قَرْيَةٍ "KARYE"ye (kasaba'ya) gelince,
Vehb, Katâde, Dahhâk, İkrime, Rebi' buna
1- "İlya" yani "Beytü'l-Makdis" demişler,
Dahhâk'tan "Beyt-i Makdis"e iki fersah uzaklıkta,
2- -"Karyetü'l-İneb" (üzüm kasabası) veya
3- "Arz-ı Mukaddes",
Bazılarından
4- "Mü'tefike,"
İbnü Zeyd'den yukarda sözü edilen ölümden kaçan,
5- "Binler şehri"dir.
İbnü Abbas'tan Dicle kıyısında
6 -"Deyr-i Hirakl",
Kelbî'den,
7- "Şabur-âbâd",
Süddî'den
8- "Selâmâd" diye de nakiller vardır.
Bunların içinde en meşhuru bu şahsın Hz. Uzeyr b. Şerhiya,
"Karye"nin de İsrailoğulları devletinin yerleşip kurulduğu yer olan Kudüs şehri olmasıdır ki, Buhtünnassar'ın savaşı ile işgal edilmiş ve tamamen yıkılmış
İsrâiloğulları Tekrâr Kudüs-ü Şerifte
Uzeyr Aleyhisselâmın ölümünün üzerinden yetmiş sene geçtikti.
Dünya da dengeler değişti.
Buhtunnasr öldü.
Yerine geçenler Bâbil krallığını onun gibi yönetemediler…
Buhtunnasr’ın hâkim olduğu toprakları istilâ eden, Fars (acem) şâhı, bir Yahudî kızıyla evlendi.
Yahudî dilberi kocasından milletinin serbest bırakılmasını ve Beyt-i Makdise gitmelerine izin vermesini istedi.
Acem şâhı eşinin dileğini kabul etti.
Yahudîlerin Kudüs-ü Şerife gitmelerini onayladı.
İsrâil oğullarının Kudüs-ü şerife girmelerine izin verdi.Yahudîlerin Kudüs’e gitmelerine izin vermekle kalmadı. Binlerce usta ve işçi göndererek şehri yeniden imâr etti.
Ve böylece İsrâiloğulları Danyâl Aleyhisselâm’ın gözetiminde Kudüse geldiler.
Şehri yeniden imâr ettiler.
ثُمَّ رَدَدْنَا لَكُمْ الْكَرَّةَ عَلَيْهِمْ وَأَمْدَدْنَاكُمْ بِأَمْوَالٍ وَبَنِينَ وَجَعَلْنَاكُمْ أَكْثَرَ نَفِيرًا
“Sonra onlara karşı size tekrar (galibiyet ve zafer) verdik; servet ve oğullarla gücünüzü arttırdık; sayınızı daha da çoğalttık.”
İlâhî kaderin gereğince İsrâiloğulları çoğalmıştı. Kendilerine mahsus bir devletleri vardı. Güçlü ve kuvvetliydiler.
Ruh dünyalarını aydınlatacak, kendilerine Hazret-i Musâ’nın şeriatını telkin edecek ve çocuklarını okutacak bir mürşid arıyorlardı.
Aranan Kurtarıcı
Uzeyr Aleyhisselâm’ın uykuda olduğu ve günün birinde uyanacağı ve İsrâiloğullarını irşâd edeceğini, Cenab-ı Allah bazı Benî İsrâil nebî (peygamber)lerine bildimişti.
Mürşidsiz kalan İsrâiloğulları, Uzeyr Aleyhisselam’ı arıyorlardı.
Şam ve Kudüs’ün eşrâfı, Uzeyr Aleyhisselâm’ı bulana mükâfat vaad etmişlerdi.
Herkes Uzeyr Aleyhisselamı arıyordu.
Zaviyelere bakıyorlardı.
Mağaraları araştırıyorlardı.
Giden ve gelen yolculara soruyorlardı.
Kuytu yerlere gidip Uzeyr Aleyhisselâm’ı arıyorlardı.
Millet kurtarıcısını arıyordu.
İsrâiloğulları, uçan kuştan, tozlayan tozdan, yabancı yolcudan, seher yelinden, aydan, güneşten ve yıldızlardan Uzeyr Aleyhisselâm’ı soruyorlardı.
Uzeyr Aleyhisselâm bir ümitti.
Uzeyr Aleyhisselâm bir ibretti.
Uzeyr Aleyhisselâm bir mefküreydi.
Uzeyr Aleyhisselâm bir “Ba’sü ba’del-mevtti” yeniden dirilişti.
Uzeyr Aleyhisselâm ile İsrâiloğulları yeniden dirilecekti.
Uzeyr Aleyhisselâm ile kenidlerine gelecekti.
Özellikle Uzeyr Aleyhisselam’ın oğulları ve torunları daima şuna ve buna babalarını ve dedelerini soruştuyorlardı.